ZEYTİNCE EKOLOJİK YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ

Derneğimiz, sosyal ve ekolojik duyarlılıklara sahip, ortak yaşam ve dayanışmanın dünyayı değiştireceğine inanan gönüllüler tarafından kurulmuştur. Birliktelik anlayışımız insanları, hayvanları, dağları, ormanları, çiçekleri, gölleri, denizleri, yıldızları, uzak galaksileri yani içinde olduğumuz her şeyi kapsasın istiyoruz.   Bütünün bir parçası olmak, bütünle hemhal olmak, iyilik ve şefkatle dolu bir yaşamı mümkün kılmak için kendimize ölmez ağacın rehberliğini seçtik.

Akdeniz’in ruhu olan zeytinin bizi doğayla bütünleştireceğine, ölümsüzlük iksiri içmiş, bilge zeytinin gözünden doğayı daha doğru ve yalın göreceğimize inandık.
Hayatı yeniden yorumlamak ve yaşamak için “Zeytince” bir yoldayız. Yol biziz, yolu yaratan da biz…

Efes Mimas Yolu rota çalışmamızdan anılar, izlenimler…

“İzmir’in zeytin envanterini çıkardık”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Zeytince EYDD olarak hazırladığımız Zeytin Rotası ekibinin parçası olmaktan çok mutluyum. Ekibimizi oluşturan farklı formasyon ve disiplinlerden gelen insanlar (mimar, arkeolog, resim öğretmeni, iktisatçı, tarihçi) sayesinde zeytinin çeşitli yönlerini farklı gözlerle görme fırsatı yakaladığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Başlangıçta zor olduğunu tahmin etsek de bu kadar kısa bir zamanda tek ekip olarak yedi ilçe ve pek çok köyü kapsayan bu çalışmayı gerçekleştirmek, tahminimizden çok daha zor oldu. Ama aldığımız keyif, yaşadığımız zorluklardan çok daha fazlaydı. Bu kadar keyif almamızın nedeni hem ekip olarak ortak bir iş çıkarmak hem de zeytine dair pek çok şey öğrenmekti. İlk hedefimiz asırlık zeytin ağaçlarını, terk edilmiş ya da üretime devam eden zeytinyağı işliklerini belirlemek yani İzmir’in bir zeytin envanterini çıkarmaktı. Bununla birlikte bir diğer hedef de köylerde zeytin ve zeytinyağı üretimi etrafında şekillenen kültürü anlamaktı. Bunları Ertan İplikçi’nin önderliğinde büyük ölçüde yapabildik.

Ama daha yapılacak çok iş var. Bu bilgilerin sürekli güncellenmesi, yenilerinin eklenmesi,  belirlenen ağaçların korunması, terk edilmiş zeytinyağı işlikleri arasında en azından tarihi değer taşıyanların restore edilmesi gerekiyor. Böylece asırlardır zeytinin etrafında gelişen kültürel ve endüstriyel mirasın önemi somut olarak görülebilecek.

Dilek Akyalçın Kaya
Zeytince EYDD Başkanı


“Binlerce yıllık zeytin ağaçları korunmalı”

Efes - Mimas Yolu projesini hazırlayanları ve bu projede çalışanları kutlamak gerekir. Zeytince Derneği’ndeki arkadaşların özverili ve samimi davranışları, birbirlerine saygı ve sevgiyle yaklaşmaları, zeytin rotasını belirleme çalışmasının başarıyla sonuçlanmasını sağlamıştır.

Rota araştırmasında saptadıklarımız:

1- Zeytinyağı işlikleri
a- Antik işlikler ve işlik elemanları
b- İnsan veya hayvan gücü kullanılarak çalışan işlikler
c- Taş baskı olarak adlandırılan, mazotlu veya elektrikle çalışan işlikler
 d- Kontinü sistemle çalışan işlikler
2- Yaşlı zeytin ağaçları
3- Su değirmenleri
4- Çeşmeler
5- Camiler
6- Yemek ve kahvaltı mekanları
7- Seyir terasları

Kontinü sistemle çalışan işliklerin dışındakilerin çoğu kapanmıştır. Zeytin rotası kapsamında saptanan, insan veya hayvan gücü ile çalışan, dört taşlı zeytinyağı işlikleri ile mazot veya elektrik ile çalışan işliklerin kısa süre sonra çeşitli nedenlerle yok olacağı anlaşılmaktadır. Bu işliklerin yerinde korunması ve yeni nesillere bırakılması amacıyla çalışmalar yapılmalıdır.

Hava şartları nedeniyle arazilere rahatlıkla girilemediğinden az sayıda yaşlı zeytin ağacı saptanabilmiştir. Bu arazilerin büyük çoğunluğu sahiplidir. Koruma telleriyle çevrili oluşu, ağaç sayısının tam olarak tespitini engellemiştir. Zamanın yetersizliğinden ağaçların ölçüleri alınamamıştır. Yeni ve uzun soluklu bir çalışmayla bu eksiklikler giderilebilir ve 3500 – 5000 yaşları arasındaki bu ağaçlar tescillenip koruma altına alınabilir. Özellikle Güzelbahçe ilçesi  ve Yelki köyündeki ağaçlar için bu çalışma bir an önce yapılmalıdır.

Ali Ertan İplikçi
Proje Yürütücüsü

“Zeytine dair büyük bir bilgi birikimi oluştu”

Ege Bölgesi’ndeki altı İyon kentinden geçen zeytin yolunu belirleme çalışmalarına katılmak çok heyecan verici bir deneyimdi.

Urla, Seferihisar, Karaburun, Çeşme, Güzelbahçe, Selçuk ve Menderes'te toplam 75 köyü ziyaret ettik. Köylülerle zeytinden, işliklerden, zeytinyağlı yemeklerden konuştuk; velhasıl zeytinle ilgili hemen hemen her konudan sohbet ettik. Bu sohbetlerden akademik anlamda da çok şey öğrendim. Ama en çok, bu bölgenin yaşama kültürünün zenginliğine hayran oldum. Uzun bir tarihsel geçmiş, farklı kültürlerden topluluklarla bir arada olmakla birleşmiş; ortaya yemeklerden, lehçelerden, kıyafetlerden, evlerde kullanılan eşyalardan, bahçe düzenlerinden yansıyan bir çeşitlilik çıkmış. Adeta bir cümbüş…

Yerli halk bize karşı çok iyilik dolu ve nazikti. Çobanlara, ninelere, bize ekmek veren kız kardeşlere, yol tarif eden delikanlılara çok teşekkür ediyorum.
Zeytin yolu, bölgemize gelenler için çok öğretici ve yol gösterici olacak, buna eminim. Ama daha önemli bir şey var benim için; belirlediğimiz ağaçlar, işlikler, değirmen taşları ile ilgili elimizde önemli bir bilgi birikimi oluştu. Bölgemizdeki endüstriyel ve kültürel mirası oluşturan bu bilgilerin gelecek kuşaklara aktarılması için küçük bir şans yakaladık.
İnanıyorum ki, zeytin rotamız gezildikçe anılar biriktikçe zeytin ve kültürü hakkında farkındalık artacak. Zeytin kültürü sahiplenilecek ve yaşatılacak.
Biz Zeytince olarak ölmez ağacın izinde, kendi güzergâhımızda yürüdük. Haftalarca çalıştık, eğlendik, yorulduk, güldük, üşüdük, terledik…
Umarım rotamızda herkes bizim gibi keyif alır, öğrenir, hayatına zeytinden bilgiler katar, geliştirir.
Bütünün hayrı için...

R. Funda Barbaros
Proje Yürütücüsü

“Zeytinin tarihi, uygarlık tarihi”
İzmir’in binlerce yıllık uygarlık tarihinin, kadim toplumlarının bugünkü mirasçılarıyız. Bu çalışma vesilesiyle insan - doğa ilişkisinin odağında bu toprakların sahip olduğu kültürel ve tarihi değerleri ortaya çıkarma şansı edindik ve var olan bu değerleri görünür kılabilmek adına çalıştık. Çalışmalar boyunca yaptığımız araştırmalar sayesinde zeytinin bugününe ve geçmişine dair pek çok kültürel mirası keşfetme fırsatımız oldu. Zeytinin ve zeytinciliğin uygarlık tarihiyle oldukça paralel bir gelişim süreci gösterdiğini gördük. Efes – Mimas Yolu sayesinde çalışmalar boyunca edindiklerimizi görünür kılmak ve paylaşmak fırsatıysa bu işin en mutluluk verici tarafıydı.
Aykut Uçar


“Kültür ekonomisine dayalı kalkınma”
Zeytince ekibi ile birlikte zeytin rotası oluşturma çalışmaları sırasında İzmir’in çevresinde, zeytin ağaçları ile işliklerinin yer aldığı birçok köy ve alanı ziyaret etme fırsatım oldu. Bu geziler, bölgedeki binlerce yıllık kültürel mirasın oluşumunda zeytinin ne kadar önemli bir doğal zenginlik olduğuna dair farkındalığımı artırdı.
İzmir’in Yarımadasında zeytine dayalı doğal ve kültürel miras, coğrafyanın belleğine kayıtlı… Zeytin rotası çalışması, bu bilgi birikiminin ekonomik değere sahip ürün ve hizmetlere dönüştürülmesi ve gelecek nesillere aktarılması anlamına da geliyor. Bölge halkı artık, istihdamın, gelirin, en önemlisi de yaşam kalitesinin artacağını biliyor. Bu da onlara umut veriyor.

Zeytince Derneği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde yapılan, hepimize çok keyifli zamanlar yaşatan, öğrenirken eğlenmemizi, yeni dostlar edinmemizi, yerel tatlarla tanışmamızı sağlayan zeytin rotası çalışmaları, kültür ekonomisine dayalı kalkınma sürecine çok önemli bir katkı koydu.
Neşe Kumral


“Hayalimdeki insanca hayat…”

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir kaygıda ve amaçta birleşmek, bunun bir parçası olmak güzeldi. Hayallerimdeki insanca bir hayat için güzel çalışmaydı. O yolları biraz da şöyle hayal ettim:

- Yol başlangıç levhalarının bulunduğu yerde bilgilendirme tabelaları,
- Varsa hayvan, kaza, çukur, toprak kayma riski vs.
- Acil durumlar için iletişim bilgileri
- Her güzergâhta iki adet acil durum telefonu (Bir merkeze bağlı tek hat)
- Kaybolmaları engellemek veya olası bir sakatlanma durumunda karanlıkta kalanlara yardımcı olmak, mesafe tayinine yardımcı olması amacıyla her kilometrede güneş enerjisiyle çalışan bir lamba
- Açılış ve periyodik olması amaçlanarak rota üzerinde bisiklet festivali, gezisi gibi etkinlikler.
- Bir otobüsün bisiklet taşıma aracı haline getirilmesi. Bu, ülkede bir ilk olur. Rotaların başlangıç yerleri merkezlere 20 - 40 km mesafede. Her hafta sonu belirlenmiş rota için bisikletler otobüse verilir. Kapasitesi sınırlı ama bisikleti seven birçok insanın katılımını sağlar. Merkezden bisikletle gidebilen zaten buraya ulaşacaktır.
- Rota üzerindeki köylerde yaşayanların ürünlerini bu etkinliklerde paylaşması...
İnan Aysel

“Umarım olumlu sonuçlar alınır”
Son derece başarılı ve faydalı bir çalışma oldu. Umarım orta ve uzun vadede olumlu sonuçlar alınır. Emeği geçen herkese teşekkürler.
Ali Özay


“Türkiye’de bir ilk…”

Zeytin rotasını belirlemek için yürüttüğümüz çalışmalar, çok öğretici bir süreçti. Ortak iş yapmak çok keyifli ve eğlenceli olabiliyormuş.
Geziler sırasında gördüğümüz yaşlı zeytin ağaçlarından çok etkilendim. Ağaçların kesinlikle korunması gerekiyor. Bizden sonra yaşayacaklar için bundan güzel miras olamaz.

Zeytin yolu çalışması Türkiye'de ilk... Dünyada da bildiğim kadarıyla antik kentlerden geçen ilk ve tek rota. Bu rotayı gezenler bir gün bir yaşlı ağacın altında oturup huzur dolu bir an yaşasın isterim.
Işıkcan Barbaros


“Çok umut vericiydi”
Yanı başımızda olan ama hep göz ardı ettiğimiz bu ağaçların aslında ne kadar önemli ve insana her konuda ne kadar faydalı olduğunu öğrenmek beni çok mutlu etti. Doğanın, ağaçların ve insanların iç içe yaşaması; sadece birkaç nesil önce el işi ve kol gücüyle uğraş vermeleri çok etkileyici. Sadece zeytini değil, onun nasıl işlendiğini de öğrenmiş oldum. Böyle bir projeye katılmak, birçok açıdan çok umut vericiydi.
 İlgin Özbaş


“Arkadaşım zeytin”
Rota belirleme gezilerimiz süresince zeytin benim arkadaşım oldu. Sanırım bu, rota adına edindiğim en güzel deneyim. Bütün zeytin ağaçları her bir dalıyla bize, yolculuğun ne kadar önemli olduğunu, yol boyunca gördüklerimizin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlattı. Benim için arkadaşlık demek, hem beraberce geçirilen güzel vakit hem de birbirini koruyup kollamak, sevmek demek. Bugüne kadar zeytin ağaçlarına ve zeytinleri soframıza getiren her sürece özensizlik adım adım yerleşti. Bu yolculuk; bana özensizliğin her zaman olduğunu ve özen göstermenin de her zaman bir tercih olduğunu gösterdi. Yol boyunca tanıştığımız insanlar sayesinde zeytine ve zeytin ağacına özen göstermenin güzelliğini keşfettim.
Ayşenur Sarı


“Zeytin ağaçlarıyla konuşur olduk”
Doğayı anlama çabalarım epey uzun zamandır devam ediyor. Doğa üzerine okuyorum, düşünüyorum; kendimi doğanın bir parçası olarak görüyorum ve evrenin “bir”liğine inanarak yaşayış biçimimi yeniden organize etmeye çalışıyorum. Zeytine merakım ise Zeytince EYDD’nin bir üyesi olarak kendimizi ifade etmek, toprakla bağımızı sağlayan “şey” olarak zeytini seçmemizle başladı. Gerçi zeytin mi bizi seçti, yoksa biz mi onu tam olarak belli değil. Zeytinin kimyasını, doğasını, yağını öğrenmenin ötesinde; zeytinin doğada durduğunu anlamaya, Efes - Mimas Yolu zeytin rotası çalışmasında başladım. Rota çalışmasının en büyük kazançlarından biri benim için budur.
Zeytin ve kadim zeytin ağacı öyle mucizevi bir öyküye sahip ki ona yakından bakmak oldukça öğretici oldu. Bu süreçte Ertan (İplikçi) Ağabeyimin yol göstericiliğini de söylemeden geçemem. Kendimi onun yamağı olarak tanımlıyorum. “Mortar” kelimesini ilk kez ondan duyan ve öğrenen bizler, bir süre sonra her gördüğü taşa “mortar” dediyse de kısa süre sonra bu taşı diğerlerinden ayırt edebilir hale geldik. Ertan Ağabey’in yol göstericiliği sayesinde… Zeytince EYDD, birlikte iş yapmaktan zaten çok keyif alan bir ekip. Bu çalışmayla beraber yorucu ama inanılmaz bir öğrenme ve eğlenme sürecini birlikte deneyimledik. Kısa zamanda çok iyi iş çıkardık.

Zeytine ve üretim süreçlerinin yüzlerce yıllık tarihine ilişkin saha çalışmamız, ürünün zeytinyağı işliklerinin “doğal, kültürel, tarihi ve endüstriyel miras” olarak korunması için farkındalık yarattı. Önceleri, gittiğimiz köylerde binlerce yıllık zeytin ağaçlarına önceden bakmakla yetinen bizler, sonradan onlara sarılır, onlarla konuşur olduk.

Köylerde halkla kurduğumuz güzel ilişkiler, hoş sohbetler, yediğimiz gözlemeler, içtiğimiz çaylar ve kahveler, onlardan öğrendiğimiz çokça kadim bilgi, elde ettiğimiz en değerli şeylerden… Geri dönüp baktığımda “İyi ki bu işi yapmışız” diyorum.
Birlik ve bütünlükle…
Özge Erdölek Kozal


“Koruma bilinci sevgiyle başlar”
Dünyanın farklı yerlerinde açılan açık hava müzeleriyle, kültürel mirasın yerinde korunması ve eski çağların daha iyi anlaşılıp sevilmesi hedeflenmiştir. Ülkemizin birçok şehri tarihsel kalıntılar açısından çok zengindir. Bu şehirlerin en önemlilerinden biri olan İzmir, başlı başına bir açık hava müzesi olarak nitelendirilebilir. Eski çağlardan beri insanlarının yaşam sevgisiyle bütünleşen İzmir, kesintisiz yerleşim tarihiyle bu insanların zengin varoluş izlerini taşıyan bir kenttir. İnsanlık tarihi açısından çok önemli olan bu izleri korumanın tek yolu, söz konusu kalıntıları sevdirmek ve içselleştirmekten geçer. İnsan içselleştirdiği bir şeyi yok edemez. Zeytin rotası projesinin bu içselleştirmeye büyük katkısı olacaktır. Bu katkıyı sağlarken geçmişle geleceği el ele tutuşturacak temanın, zamana hükmeden zeytin ağacı olarak seçilmesi de projeye ayrı bir ruh katmıştır.

Zeytin rotası belirlenirken coğrafi stratejik noktaların yanı sıra (antik kentler, antik yollar, tarihi kalıntılar gibi) kültürel ve tarihsel noktaların da rotaya dâhil edilmesi ayrıca önemlidir. Proje, dünü sahiplenen, doğanın mucizesine tanıklık eden insanların sayısını ve şehrin yaşam kalitesini artıracaktır. 
A. Oğuzhan Karaçetin


“Zeytin yolu, Yarımada’da tarih yolu demek”
Zeytin ağacı, Ege kıyılarını yerleşilebilir ve sürekli yaşanabilir kılan, insanı çeken uzun ömürlü bir ağaç... Zeytin yolu araştırması için yola çıktığımızda gördük ki Yarımada'da insanların yaşayış şekilleri, kültürleri, dilleri, dinleri değişse de zeytin ağaçları hep aynı yerde kalmış, geleni karşılamış; gideni uğurlamış. Zeytinin işlenip yağ çıkarıldığı mekanlar (işlikler) ise yüzyıllar içinde ufak değişiklikler geçirmiş. Ancak mutlaka her yerleşimde en az bir - iki işlik var olmuş. Zeytin yoluna çıkan her kişi, Yarımada'da yerleşim tarihinin ne kadar gerilere uzandığını görebilecek; kırsalımızda insanların zeytin ile ilişkisini gözlemleyebilme fırsatı yakalayacaktır. Rotaların Yarımada'nın kuzeyine ve güneyine de uzamasını ve İzmir kıyılarında zeytin odaklı yerleşim tarihi çalışmalarının gelişmesini diliyorum.
Zeynep Durmuş Arsan