MAVİ ROTA
MAVİ ROTA
Tarihin usta denizcileri İyonlar, Yarımada kıyılarında çağının çok ilerisinde kentler kurdular. Antik Çağ’da deniz ticaretinde egemen oldular. Dünyanın bilinen ilk limanı Limantepe’nin, bugünün Urla’sında kurulması tesadüf değildi. Asya eyaletinin başkenti Ephesos, limanı sayesinde Küçük Asya ile Roma İmparatorluğu arasında köprü olmuştu. Antik Çağ’da Doğu’nun en büyük limanlarından olan Erythrai, deniz ticareti ağını Mısır’a kadar uzatmıştı. Anadolu’nun bilinen ilk şaraphanesi, Çeşme Bağlararası mevkiinde, antik bir limanın yanı başında yer alıyordu. Hititler ve Giritlilerin ürettiği şaraplar, ihraç da ediliyordu.
Böylesi engin bir mirasın üzerinde yaşayan Yarımada’nın denizi, “mavi rota” ile daha etkin hale geliyor. Balıkçılıktan ulaşıma, turizmden spora dek denize dair her şey, mavi rota kapsamında geliştiriliyor. Mavi rota, şu bileşenlerden oluşuyor:
Kıyı adalar: Günübirlik turizm ve deniz sporları etkinlikleri için Yassıcaada, Karantina Adası ve Hekimada.
Ege adaları: Tarihi ve kültürel ilişkiler ve deniz ulaşımını sağlamak amacıyla Sakız ve Sisam adaları.
Deniz sporları: Yelken yarışları, dalış, olta balıkçılığı, Urla Kum Denizi Su Sporları Merkezi.
Deniz turizmi: Deniz festivalleri, Urla Su Altı Arkeoloji Müzesi, Kiklad tekneleri ve İzmir kayıkları ile antik deniz rotaları.
Plajlar, deniz sporları, kamp alanları, balıkçı barınakları ve olta balıkçılığına dair sunduğumuz bilgiler ile deniz turizmini destekliyoruz. Yarımada’nın plaj envanterini hazırlıyoruz. Plajların mavi bayrak ve sertifikası, yüzme suyu, su sporları, plaj sporları, cankurtaran ve kablosuz internet hizmeti gibi özellikleri, bu envanterde yer alıyor. Mavi rotayı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent içi deniz ulaşımı ile entegre ediyoruz.
- DENİZ ULAŞIMI
Mavi rotanın amaçlarından biri, antik Phokai (Foça), Sakız ve Sisam ile Yarımada arasında bağlantı kurmak. Mevcut Mordoğan - Foça seferleri bu hedefin bir etabını gerçekleştiriyor. İkinci etapta da Chios (Sakız) ve Samos (Sisam) adalarıyla deniz ulaşımı bağlantısı kurmak var. İskelelerin mevcut durumları şöyle:
Güzelbahçe: İzmir Büyükşehir Belediyesi, mevcut iskelenin yeni gemilere uyumlu hale getirilmesi için gerekli çalışmaları yürütüyor.
Foça: Yeni gemilerimizin yanaşabilmesi için gereken yolcu platformu yapıldı. Yaz döneminde cumartesi ve pazar günleri Konak ve Karşıyaka iskelelerinden Foça’ya sabah ve akşam saatlerinde gemi seferleri var.
Urla, Mordoğan ve Karaburun: Tarifeli gemi seferleri için yanaşma yeri belirlendi, uygun hale getirilmesi için çalışmalara başlandı. Ayrıca yaz döneminde TURYOL Kooperatifi’nin, Foça – Karaburun - Mordoğan arasında gemi seferleri bulunuyor.
- YAPAY RESİF UYGULAMALARI VE OLTA BALIKÇILIĞI
Su altındaki yaşamı hareketlendiren yapay resifler, suyun üstünde de heyecanla bekleniyor. Zira balıkların yuvalanması için denize indirilen özel tasarımlı bu mini yapılar, pek çok sonuca birden yol açıyor. Yapay resif uygulamalarıyla; kıyı balıkçılığını desteklemek, biyolojik çeşitliliği artırmak, sportif balıkçılık ve dalış turizmi için yeni alanlar yaratmak, yasa dışı balıkçılığı engellemek, dalga kaynaklı kıyı erozyonunu önlemek, kaybolmuş veya zarar görmüş habitatların eksikliğini bir ölçüde gidermek ve bilimsel araştırma yapmak amaçlanıyor.
Bu çalışma sonucunda balık tür ve familya sayısı ikiye katlanıyor. Ege Üniversitesi Urla Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin hazırladığı yapay resif projeleri, Dalyanköy, Ürkmez, Gümüldür ve Pamucak’ta uygulandı. Gümüldür, Ürkmez ve Dalyanköy yapay resiflerinde 2014-2015 yıllarında yapılan gözlemlerde 64 balık türü tespit edildi. Bu rakam, Türkiye’nin kemikli balıklarının yüzde 16’sı, Ege Denizi kemikli balıklarının ise yüzde 20’si anlamına geliyor.
- DALIŞ NOKTALARI
- Çeşme
Monem Batığı: Almanya'nın Nürnberg kentinde 75 metre uzunluğunda ve 13.5 metre genişliğinde yük gemisi olarak inşa edilen Monem, Dalyanköy’e deniz yolu ile 10 dakika uzaklıkta yer alıyor. 2004 yılının Kasım ayında parçalanmak üzere Aliağa’ya çekilirken fırtına sebebiyle çekme halatı kopunca Çeşme açıklarında batmıştır. O zamandan beri deniz canlılarının barınağı ve dalgıçların merakla daldığı bir nokta haline gelmiştir. 18 m’lik karinasının üzerinde uzanan gemi, Türkiye’de dalış yapılabilen en büyük batıktır. Yıl boyunca uygun havalarda her bröve seviyesinden yüzlerce dalgıca konukseverliğini sunar. Tüplü dalış eğitimi almamış olanlar, şnorkel yapma şansına sahiptir. Geminin kıç bölümüne gelindiğinde pervane ve dümen palasının yanından geçilir. Kıç - güverte boyunca yükselerek lumboz deliklerinden kamaraların içlerine bakılır. Güvertenin bir kat üzerinde ise 20 dalgıcın aynı anda bulunabildiği geniş bir alan vardır. Buradan yukarıya çıkan merdivenler takip edilerek kaptan köşküne ulaşılır. 2 kapısı bulunan kaptan köşküne bir kapıdan girip diğerinden sırayla çıkılır. Ardından ön güverte ambarlar üzerinden 8 - 9 metrelerden gemi boydan boya geçilir. Mizana direklerinden sonra 5 metredeki hava bacaları üzeride veya pruva üzerinde emniyet duraklaması yapılarak klavuz ipten tekneye dönülür. Tabii geminin metal olduğunu unutmayıp hiçbir yere temas etmemekte ve kapalı alanlara girmemekte fayda vardır. Monem Batığı’nda iri iskorpitler, akyalar ve Ege Denizi’nin diğer balıkları görülebilir. Su altı fotoğrafçıları ve video çekenler için mükemmel kompozisyonlar sunan bu batık, her geçen yıl artan canlı sayısı ve değişen görüntüsü ile muhteşem bir dalış noktasıdır.
Yarık Kaya (Ayrık Taş): 3 parkura sahip dalış noktası adını, karadan bir metre kadar ayrılmış olan büyük kaya parçasından alıyor. 35 m den 42 m’ye uzanan kısım, ileri dalıcılara yönelik. Kovuklara yerleşen ıstakozlar ve ağlar çok güzel bir görüntü oluşturuyor. Kıyıdan 18 m’den başlayıp 26 m’ye uzanan duvar, ıstakoz ve böceklerin çok bol olduğu bir bölge.
Yatak Adası: Dip derinliği 40 metre olan nokta, 8 - 10 metre seviyelerindeki muhteşem mağarasıyla ünlü. Mağaraya varmadan geçilen kemer, mağara girişindeki ve içindeki süngerler, mercanlar, duvarlarına yuvalanan böcekler görsel bir şölen sunuyor. Mağaranın tepesindeki açıklıktan içeri giren güneş ışınları muhteşem bir görüntü sunuyor. Akdeniz foklarının da ziyaret ettikleri ada genellikle günün son dalışı için tercih ediliyor.
Fener Adası: Dip derinliği en fazla 15-18 metre olan ada, akıntılı dalışından hoşlananlar için ideal. Şanslıysanız adanın daimi ziyaretçilerinden foklarla karşılaşabilirsiniz. Ada etrafındaki iki dalış noktası da genellikle ikinci dalışlar için kullanılıyor. Her türlü sünger ve mercanın bulunduğu adanın yöresinde karagöz, sarpa gibi küçük sürü balıkları dalışa renk katıyor. Kimi kez fokların görüldüğü adada birkaç eski fok mağarası da bulunuyor. Koruma altında olan foklar ile karşılaşırsanız yaklaşmamaya özen gösterin.
Göbek Taşı: Eşek Adası’nın mercan boğazında yer alan, geniş bir alana yayılmış resifin duvarı 16 metrelerden başlayıp 55 metrelere kadar uzanıyor. Durgun havalarda tercih edilen bu bölge, kumluk zemin ortasında yükselen kayalarıyla güzel bir manzara oluşturuyor. Bu noktada akya, sinarit ve baraküda gibi balıklar görülebilir. Tecrübeli dalıcılara yönelik bölgede akıntıya dikkat edilmeli. Akıntı kuvvetliyse dalmama gerekir.
Eşek Adası: Eski adı ile Goni Adası’nın etrafında birçok dalış noktası olmasına rağmen yarık kaya noktası adanın en güzel yeri. Derinliği 50 - 60 metrelere iniyor. Özellikle üstü 20 metrelerden başlayıp dibi 40 metrelere kadar inen doğu duvarı her dalıcının görmek isteyeceği bir yer.